Author: AYŞEGÜL YEŞİLNİL
ISTANBUL, TURKEY
aysegul@yesilnil.com
Wikipedia Encyclopedia : AYŞEGÜL YEŞİLNİL
"SACRED
WIND" BY AYŞEGÜL YEŞİLNİL
Nobody
should be anybody’s.
We
continue our life journey alone. Then, somebody comes and wishes yourself in
you. Says be mine. Give me your life, your love, everything.
May
your eyes only look at me? May your lips only smile at me? May your hands only
caress me? Walk on my way. Be mine. Just mine. May your holder be me?
However,
love, a real love does not mean to feel and make him/her feel like you are
his/her holder. Making him/her feel the freedom is the real love. Nobody is
anybody’s. It shouldn’t be.
Envy
someone and do not trust in is the reflection of the self-distrust. An
individual who respects himself/herself doesn’t hold this morbid feeling
inside.
KUTSAL RÜZGAR / AYŞEGÜL YEŞİLNİL
Kimse kimsenin olmasın..
Yaşam yolculuğumuzu yalnız sürdürürüz... Sonra, birileri gelir, sendeki seni ister...
Benim ol der... Hayatını bana ver. Sevgini, her şeyini...
Gözlerin sadece bana baksın, dudakların bana gülsün, ellerin beni okşasın, benim yolumda yürü.. Benim ol, sadece benim...
Sahibin ben olayım.
"Love" - created by Ayşegül Yeşilnil
The
main thing we should hold is our freedom and character. If we really have our
freedom and “then” hands, eyes and hearts may choose to be together. That’s the
real love which reaches the correct place. Love and care cannot be desired by
force. If it does, then it can’t be named as love. If only it grows
spontaneously we can call it love. If there’s no interest, the desire for love
is a misery. That’s one of the biggest trap between relationships.
Give
me you care. Give me your love. Be mine. Always mine. May I own you. Your life
is mine. Walk on the lines I draw. You are mine.
“Nobody
is anybody’s”
Oysaki sevmek, gerçekten sevebilmek, onun sahibiymiş gibi hissetmek ve hissettirmek değildir. Özgürlüğünü sonuna kadar yaşayabilmesini hissettirebilmek gerçek sevgidir. Kimse kimsenin değildir ve olmamalıdır.
Bir insanı kıskanmak ona güvenmemek her şeyden önce kendine güvensizliğin dışavurumudur.
Kendisine, içindeki gerçek öz benliğine saygı duyan birey, bu hastalıklı duyguyu içinde barındırmaz.
Asıl sahip olmamız gereken kendi özgürlüğümüz ve kişiliğimizdir. Özgürlüğümüze koşulsuz bir şekilde sahip isek, işte "o zaman" da eller, gözler ve kalpler beraber olabilmeyi seçiyorsa, gerçek sevgi doğru yere ulaşmış demektir. Sevgi ve ilgi zorla istenmez, istenirse zaten o sevgi olmaz. Kendiliğinden gelişir ve çoğalırsa adına sevgi diyebiliriz ancak ilgi yoksa bunu zorla talep etmek zavallılıktır. İkili ilişkilerdeki en büyük tuzaklardan birisi de budur.
Bana ilgini ver, sevgini ver, benim ol, hep benim; bana ait ol, hayatın benim; benim çizdiğim yolda yürü, sen bana aitsin.
"Kimse kimsenin değildir."
"Music Angel" - created by Ayşegül Yeşilnil
Actually
all of us are alone. There’s not one more of us. We come to life alone. We gain
many things earthly and spiritual. We are educated, learn, share, succeed,
lose, enjoy or suffer, we multiply, we love and we are loved. Finally we leave
here alone again.
Nobody
owns anybody.
The
person, who wishes us to experience this, cannot love us. They are the ones who
love their egos.
Halil
Cibran (Khalil Gibran) summarizes this in one sentence:
“Always
be abreast but don’t come close to each other, because also the pillars that
carry the temple are separated.”
The
cage is not suitable for a butterfly.
Aslında hepimiz yalnızız ve kendimizden bir tane daha yok. Hayata yalnız geliriz, maddi ve manevi olarak birçok şey ediniriz. Eğitiliriz,öğreniriz, paylaşırız, başarırız, kaybederiz, zevk alır, ya da acı çekeriz, çoğalırız, sever ve seviliriz; sonunda yaşamdan yine yalnız gideriz.
Kimse kimseye ait değildir.
Bu hissi yaşatmaya çalışan insanlar bizi seviyor olamaz. Sadece kendilerine ve egolarına aşık insanlardır onlar.
Halil Cibran, tek bir cümlede her şeyi özetler: "Hep yan yana olun ama birbirinize fazla sokulmayın çünkü tapınağı taşıyan sütunlar da birbirinden ayrıdır."
Kafes bir kelebeğin yeri değildir.
"Love"
And
the only living thing which creates its captivity is the mankind unfortunately.
It has also the power for annihilate this. And firstly he/she should believe in
this courage and power of change. Person itself to turn into a snake bites its
tail. It bites more as a result of the pain and then it has more pain. This
continues during the life. And in the end he/she becomes a miserable situation.
If somebody doesn’t respect himself/herself, he/she cannot respect to anybody.
Discouragement and indecision makes him/her slower. He/she doesn’t see the
life’s losing during this. An individual can be a part of solution in spite of
being a part of the problem. And this is the thing which separates him/her from
the rest of the people.
Kendi tutsaklığını sadece kendisi yaratan canlı türü, ne yazık ki insanoğlundan başkası değil. Tutsaklığı yok edecek olan da yine kendisidir. Bu ise cesaret ve değişimin gücüne, öncelikle kendisinin inanması ve uygulamasıyla gerçekleşebilir. Kuyruğunu ısıran bir yılana dönüşmesini kişi sadece kendi yaratır. Canını acıttıkça kuyruğunu ısırır, ısırdıkça daha da acıtır. Kendisine güvenemeyen ve kendisine acıyan birey yaşamı boyunca bunu tekrarlar ve sonunda kendisine saygısını yitirip acınacak duruma gelir. Kendisine saygısını yitiren bireye, başkalarının saygı duyması imkansızdır. Cesaretsizlik ve kararsızlık onu geri bırakır. Birey, tüm bu debelenme sırasında aslında kaybettiği en önemli şeyin "hayatı" olduğunu bilmez ve giden hayatın geri alınamayacağını... Bireyi milyonlarca insandan ayıran ise, sorunun değil çözümün bir parçası olabilme özelliğidir.
Especially
in double relationships, people search for the people same with them. They
thing that’s the eternal harmony. This also is a type of narcissism. However
the surprises revitalize the life are hidden in the differences. And these
differences feed the relationships. Anyway the harmony brings the power and
high quality. Beauty occurs when feelings joins without forces and sanctions.
Özellikle ikili ilişkilerde insanlar, her anlamda kendi gibi olan insanları isterler; sonsuz uyumun burada saklı olduğunu düşünerek... Bu da bir narsizm biçimidir. Oysa yaşamı canlandıran sürprizler farklılıklarda gizlidir. Farklılıklar, ilişkileri besler ve asıl uyum farklılıktadır. Uyum zaten beraberinde gücü ve nitelikli olmayı getirir. Farklılığın beslediği böylesi bir uyum ise kendiliğinden var olur. Duygular zorlamasız ve yaptırımsız birleştiğinde güzellik var olur.
Tıpkı, tek bedende yaşayan biri yeryüzü diğeri de gökyüzüne ait iki hayvanın efsanesindeki mucizevi güzellik gibi. Onlar birbirlerine "sahip" değillerdir çünkü onlar zaten "tek"tir. Bu ayrıcalığı yaşayabilme şansına sahip olanlar ise, hayatın verebileceği en büyük ve anlamlı ödülü kazanmıştır.
Just
like the beauty in the legend about 2 animals which belong to the land and the
air while living in one body. They do not own each other. Because they are
already “one”. If a person is lucky like that then he/she has the biggest gift
given from the life.
Because
if you are able to be the wings of the strong and free lion, or if you’re able
to rise with the eagle’s wings.
Then,
you are the one who have the gift from the land and air.
Then,
for the correct way, the only thing your wing’s need is the wind.
And
then God is ready to give the Sacred Wind…
Özgür ve güçlü bedenine kavuştuğunuz aslanın güçlü kanatları olabiliyorsanız, ya da kavuştuğunuz kartalın, özgür ve güçlü kanatları ile yükselmeye hazır güçlü bir aslansanız; işte o zaman, hem yeryüzünün hem de gökyüzünün tarifsiz ve sınırsız güzelliği size armağan edilmiş demektir.
İşte o zaman yaşam yolculuğunun doğru yönü için, kanatlarınızın ihtiyacı olan tek şey rüzgardır.
İşte o zaman Tanrı, Kutsal Rüzgarını vermeye zaten hazırdır.
AYŞEGÜL
YEŞİLNİL
İstanbul
/ Full moon
Translator
: DALYA HAZAR
AYŞEGÜL YEŞİLNİL
İstanbul / Dolunay zamanı / 2008
Wikipedia Encyclopedia : AYŞEGÜL YEŞİLNİL
aysegul@yesilnil.com
Photos & texts are copyright 2012 by AYŞEGÜL YEŞİLNİL. All rights reserved.
AYŞEGÜL YEŞİLNİL PAINTINGS @ THREE GENERATIONS CONTEMPORARY TURKISH ART EXHIBITION
UPSD ART GALLERY
11 October - 11 November 2012
UPSD ART GALLERY
11 October - 11 November 2012
No comments:
Post a Comment